17 Ocak 2009 Cumartesi

ALIN YAZISI SAATİ/ SEZAİ KARAKOÇ

Bütün dünya mahkûm gibi

Yalnız sen hürsün sabah yıldızı

Bizim zincirle bağlı her yanımız kolumuz kanadımız

Yalnız sen özgürsün sabah yıldızı

Güneş bile lekelenmiş

Yerden yükselen dumanlarla

Ay paslanmış

Geceden sisler ve puslarla

Yalnız sen saf lekesiz ve mâsum

Yalnız sen tertemiz

Gecenin eremediği



Gündüzden önce ulaşan

Kendi gönül sırrına

Ve günün soluğuyla sararmayan

Parçalanmaz aydınlık

Ve bölünmez ışık

Alınyazımızın tek ak noktası gibi parlayan

Sabah yıldızı

Bütün gece uykusuz kalsam

Bütün ömür susuz kalsam

Ne çıkar

Seni görürüm mutlak

Sabaha doğru



Sabah namazı

Senin kanatlarındır

İnsanı götüren

Hür ve aydınlık ufuklara doğru



Yıldızlar çekilir

Ve güneş erteler doğmasını

Ve sana kalır

Zaptedilmez öz vatan gibi

Gökyüzü



Ve sabah rüzgârı

Hafif hafif siler

Gözünde birikmiş yaşları

Kadifeden görünmez ellerle



Neden ağladın bu gece

Ve dün gece

Ve neden ağladın evvelki gece

Neden söyle

Sabah yıldızı



Bırak Beyrut’a ben ağlayayım

Altmış bin ölü verdi

Daha dün

Kardeş kardeşe



Ve Irak’ın ve İran’ın

Canım şehirlerine ağlayayım

Ölen kadınlarına ve çocuklarına ağlayayım

Avrupa’dan Rusya’dan Amerika’dan

Kan pahasına alınmış

Ölüm kusan silâhlarla



Bir kalp duracaksa

Acıdan ve ıstıraptan

O benim kalbim olsun

Senin kalbin değil

Sabah yıldızı



Ağlama ve dayan sabah yıldızı

Kalbin durabilir sonra



Bunca acı ve ıstırap levhası karşısında

Oysa sen daha çok lâzımsın

Sabah uyanan insanlara

Tanrı’nın bütün mâsum yaratıklarına

Gülümsemen gerek

Hatırlatman gerek onlara

Yüzyıllarca belki bin yıllarca

Mâsumluğun var olduğunu



Umut gibi ışı

Ezan gibi uzan her sabah

Ve rüyasına sız

Uyuyan o çocuğun



Bir kalp duracaksa

O benim kalbim olsun

Sınırları belli insan ömrünün çünkü

Ama senin yaşını

Ölüm saatini kim bilebilir

Şanı yüce

Tanrı’dan başka



Sezai Karakoç ,Gün Doğmadan